Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
eriyen güz rengidir
küstüm bağlarında yedi verenin
anla ki bozulmuş
kanatlanmış acıların
trajik bir öyküye ağaran
şakaklarından süzülen kır damlası
bir veda busesi kondurmuş aklına toprağın
ama öylesine karanlıksın, öylesine hazin
ya okyanusa dalan şu yorgun
iki cümleden doğmuş göbeği kesilmiş şiirsin artık
ne varmış ne de yokmuş, anla ki tarih olmuşsun
hadi emzir acını taşlara
ne sefası kalmış akşamların
ne turuncusu bir sabahın, ne de filintası yılların
anla ki yorulmuşsun anla ki uyumuş
dalından kuru aya
İnsan kanından maveraya
çekilirmiş birden, çekilirmiş kalabalıklar tenhaya
kül yüzünde donuk bir hayret
tanımsız bir korku
şu "can kuşu" dedikleri var ya can
palazlanır da bir gün
özgürlüğünü görür zindanını üzdürürmüş
sonra da bir avuç çığlık
kırılmışsın en ince yerinden
buyruğuna teslim olmuşsun rüzgârın
yazılmış, bir imzaya kalmışsın
anla ki ölmüş
anla ki üşümüşsün
ne zikzakları kalmış baharın
ne de paltosu bir hayatın
anla ki hepsi düşmüş