Çevrimdışı
BlackRose
Kayıtlı Üye
- 8 Haz 2023
- 1,986
- 666
Ölümün her türlüsü kötü, fakat bazı ölümler kesinlikle diğerlerinden daha acılı.
Sağlam bir mideniz yoksa uzak durmanızı tavsiye ettiğimiz, IFL Science'ın derlediği birbirinden acı dolu 5 ölüm şeklini detaylıca inceliyoruz şimdi.
1. Volkanik akıntı ve cehennemden çıkma ölüm
Lavların içine düşüp ölmek popüler kültür sayesinde dehşetini büyük ölçüde yitirdi. Ancak bu volkanik hareketlerden kaynaklı halen çok korkunç bir ölüm şekli olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Patlamaların ardından hızı 80 km/s’ya ulaşabilen 1000 derece sıcaklığındaki akıntılar önüne çıkan her şeyi anında küle çevirerek yok ediyor.
Peki nasıl öldürüyor? Temas anında deriniz anında kavruluyor ve ısı şokuna girerek hayatınızı kaybediyorsunuz. Pompeii kalıntılarında rastlanan pugilistik duruşun sebebi de bu aslında. İnsanı anında felç ederek öldüren bir sıcaklık bu.
Bu ölüme dair az konuşulan bir başka korkunç detay da Pompeii yakınlarındaki parçalanmış kafataslarının ardından keşfedilmiş.
Lavlara gömülen vücudun sıcaklığı öyle yükseliyor ki, kafatasının içindeki sıvılar çok kısa bir süre içinde kaynayarak kafanın patlamasına neden oluyor!
2. Dalma çanı faciası
Okyanusun derinlerine indikçe basıncın inanılmaz seviyelere ulaşması ilkokuldan kalma bir bilgi. Peki bu basınç değişimine anlık maruz kalma durumunda neler oluyor? BP’nin Kuzey Denizi’ndeki petrol kulelerinden birinde gerçekleşen facia buna cevap olmuştu.
Bu derinliklerde çalışan dalgıçların yoğun basınçtan korunmak için içine girdikleri dalma çanı adı verilen basıncı korunmuş kapsüller bulunuyor.
İşte bu dalma çanına geçişin sağlandığı ara dekompresyon odacıklardan birinde, çanın kapaklarının bir hata neticesinde erkenden açılması, çanın basıncının anında azalmasına ve orada bulunan dört dalgıcın anında, dehşet verici biçimde ölmesine sebep olmuştu.
Kısaca açıklamak gerekirse, çandaki basıncın aniden düşmesiyle dalgıçların vücutlarındaki sıvıların basınçları galip geldi ve içten patlayarak ölmelerine sebep oldu.
İçten patlayan ve parçalara ayrılan dalgıçların kalıntıları dört adet poşet içinde yetkililere ulaştırıldı. Beyin, akciğer parçaları vs. Tahmin etmek zor değil. Midenize güveniyorsanız Google'da görüntüleri var.
Bir mide kaldıran detay daha: Basıncın aniden düşmesi dalgıçların kanlarını anında kaynatıp yağlarını çözünmez hale getirmiş ve yağlar da bu içten patlamanın ardından etrafa saçılmış.
3. Dışarıda üzerinize yıldırım düşmesi yeterince zayıf bir ihtimal, peki ya evinizdeyken?
Bu daha da zayıf bir ihtimal. Ama gerçekleşti. Üstelik korkunç bir ölüme sebep oldu. Evinde vücudunun yarısı üçüncü dereceden yanıklarla kaplı vaziyette ölü bulunan talihsiz adamın ölümü belki de tarihteki ilk ve tek “kapalı ortamda yıldırım çarpmasıyla ölmek” vakasıydı.
Arkasında metal kolon bulunan duvarına dayadığı iki testere tezgahı arasında çalışan adam, kolondan aşağıya süzülen yıldırıma bacağından kapıldı. Anında kalbinden geçen ve sağ başparmağından boşalan elektrik yükü adamın hemen oracıkta ölmesine sebep oldu.
4. Volkanik ocağa konmuş bir kapta kaynayarak çözünüp gitmek
Volkanik enerji tarafından ısıtılan geotermal havuzları bilirsiniz. Yüksek asidite oranına sahip inanılmaz sıcaklıktaki bu havuzların içine düşmek, geride kalan herkes için ibret olmaktan ötesine geçemiyor.
Geçmişte bir adam bu havuzlardan birine düştü. Vücudu üçüncü derece yanıklarla kaplandı ve derisinin parçalanmasına sebep oldu. Parçalanan derinin altındaki yağ katmanı da kaynayıp çözündü.
İşin tuhafı, adam bütün bunlardan dolayı pek acı hissetmedi.
Çünkü muhtemelen sinir uçları da anında yanmıştı. Yani adam ısı şokundan ya da kan kaybından öldü. İlk hangisinin gerçekleştiğiyse belirsiz.
Adamın kalıntıları bulunamadı. Çünkü kalıntı yoktu. Düşüşün üzerinden bir gün bile geçmemişken kemikleri dahi havuzun içinde çaya atılmış şeker gibi çözünmüştü.
5. Boomslang ölümü
Boomslang bir ağaç yılanı türü. Anlayabileceğiniz gibi ölümcül derecede zehirli bir yılan bu. Yalnızca tehdit hissettiğinde insanlara saldıran ve günümüzde panzehirleri geliştirilen Boomslang tarafından öldürülmek oldukça zayıf bir ihtimal.
Fakat eskiden öyle değildi. Herpetolojist Karl P. Schmidt’in 1957 yılında incelediği bu yılanlardan biri onu başparmağından ısırdı.
Isırık sonrası gelişmeleri günlüğüne anbean kaydeden Schmidt ertesi gün öldü. Fakat bu huzurlu bir ölüm değildi.
Önce şiddetli bir bulantı ve onu takip eden bir ateş baş gösterdi. Aniden yükselen vücut ısısıyla uzunca bir süre titredi. Ağzından kan gelmeye başladı. Gece boyunca kan işedi. Ertesi gün vücudundaki muhtelif deliklerinden kanamaya başladı. Burnundan, gözlerinden vs.
Zehir vücudunun pek çok noktasında kan pıhtıları oluşmasına neden olduğu için Schmidt, her yerinden kanamıştı. Kanamalar beyni ve kalbine sıçrayınca soluk felci geçirdi ve yaşamını yitirdi.
İşte böyle.
Umarız herkese uzak olurlar.
Sağlam bir mideniz yoksa uzak durmanızı tavsiye ettiğimiz, IFL Science'ın derlediği birbirinden acı dolu 5 ölüm şeklini detaylıca inceliyoruz şimdi.
1. Volkanik akıntı ve cehennemden çıkma ölüm
Lavların içine düşüp ölmek popüler kültür sayesinde dehşetini büyük ölçüde yitirdi. Ancak bu volkanik hareketlerden kaynaklı halen çok korkunç bir ölüm şekli olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Patlamaların ardından hızı 80 km/s’ya ulaşabilen 1000 derece sıcaklığındaki akıntılar önüne çıkan her şeyi anında küle çevirerek yok ediyor.
Peki nasıl öldürüyor? Temas anında deriniz anında kavruluyor ve ısı şokuna girerek hayatınızı kaybediyorsunuz. Pompeii kalıntılarında rastlanan pugilistik duruşun sebebi de bu aslında. İnsanı anında felç ederek öldüren bir sıcaklık bu.
Bu ölüme dair az konuşulan bir başka korkunç detay da Pompeii yakınlarındaki parçalanmış kafataslarının ardından keşfedilmiş.
Lavlara gömülen vücudun sıcaklığı öyle yükseliyor ki, kafatasının içindeki sıvılar çok kısa bir süre içinde kaynayarak kafanın patlamasına neden oluyor!
2. Dalma çanı faciası
Okyanusun derinlerine indikçe basıncın inanılmaz seviyelere ulaşması ilkokuldan kalma bir bilgi. Peki bu basınç değişimine anlık maruz kalma durumunda neler oluyor? BP’nin Kuzey Denizi’ndeki petrol kulelerinden birinde gerçekleşen facia buna cevap olmuştu.
Bu derinliklerde çalışan dalgıçların yoğun basınçtan korunmak için içine girdikleri dalma çanı adı verilen basıncı korunmuş kapsüller bulunuyor.
İşte bu dalma çanına geçişin sağlandığı ara dekompresyon odacıklardan birinde, çanın kapaklarının bir hata neticesinde erkenden açılması, çanın basıncının anında azalmasına ve orada bulunan dört dalgıcın anında, dehşet verici biçimde ölmesine sebep olmuştu.
Kısaca açıklamak gerekirse, çandaki basıncın aniden düşmesiyle dalgıçların vücutlarındaki sıvıların basınçları galip geldi ve içten patlayarak ölmelerine sebep oldu.
İçten patlayan ve parçalara ayrılan dalgıçların kalıntıları dört adet poşet içinde yetkililere ulaştırıldı. Beyin, akciğer parçaları vs. Tahmin etmek zor değil. Midenize güveniyorsanız Google'da görüntüleri var.
Bir mide kaldıran detay daha: Basıncın aniden düşmesi dalgıçların kanlarını anında kaynatıp yağlarını çözünmez hale getirmiş ve yağlar da bu içten patlamanın ardından etrafa saçılmış.
3. Dışarıda üzerinize yıldırım düşmesi yeterince zayıf bir ihtimal, peki ya evinizdeyken?
Bu daha da zayıf bir ihtimal. Ama gerçekleşti. Üstelik korkunç bir ölüme sebep oldu. Evinde vücudunun yarısı üçüncü dereceden yanıklarla kaplı vaziyette ölü bulunan talihsiz adamın ölümü belki de tarihteki ilk ve tek “kapalı ortamda yıldırım çarpmasıyla ölmek” vakasıydı.
Arkasında metal kolon bulunan duvarına dayadığı iki testere tezgahı arasında çalışan adam, kolondan aşağıya süzülen yıldırıma bacağından kapıldı. Anında kalbinden geçen ve sağ başparmağından boşalan elektrik yükü adamın hemen oracıkta ölmesine sebep oldu.
4. Volkanik ocağa konmuş bir kapta kaynayarak çözünüp gitmek
Volkanik enerji tarafından ısıtılan geotermal havuzları bilirsiniz. Yüksek asidite oranına sahip inanılmaz sıcaklıktaki bu havuzların içine düşmek, geride kalan herkes için ibret olmaktan ötesine geçemiyor.
Geçmişte bir adam bu havuzlardan birine düştü. Vücudu üçüncü derece yanıklarla kaplandı ve derisinin parçalanmasına sebep oldu. Parçalanan derinin altındaki yağ katmanı da kaynayıp çözündü.
İşin tuhafı, adam bütün bunlardan dolayı pek acı hissetmedi.
Çünkü muhtemelen sinir uçları da anında yanmıştı. Yani adam ısı şokundan ya da kan kaybından öldü. İlk hangisinin gerçekleştiğiyse belirsiz.
Adamın kalıntıları bulunamadı. Çünkü kalıntı yoktu. Düşüşün üzerinden bir gün bile geçmemişken kemikleri dahi havuzun içinde çaya atılmış şeker gibi çözünmüştü.
5. Boomslang ölümü
Boomslang bir ağaç yılanı türü. Anlayabileceğiniz gibi ölümcül derecede zehirli bir yılan bu. Yalnızca tehdit hissettiğinde insanlara saldıran ve günümüzde panzehirleri geliştirilen Boomslang tarafından öldürülmek oldukça zayıf bir ihtimal.
Fakat eskiden öyle değildi. Herpetolojist Karl P. Schmidt’in 1957 yılında incelediği bu yılanlardan biri onu başparmağından ısırdı.
Isırık sonrası gelişmeleri günlüğüne anbean kaydeden Schmidt ertesi gün öldü. Fakat bu huzurlu bir ölüm değildi.
Önce şiddetli bir bulantı ve onu takip eden bir ateş baş gösterdi. Aniden yükselen vücut ısısıyla uzunca bir süre titredi. Ağzından kan gelmeye başladı. Gece boyunca kan işedi. Ertesi gün vücudundaki muhtelif deliklerinden kanamaya başladı. Burnundan, gözlerinden vs.
Zehir vücudunun pek çok noktasında kan pıhtıları oluşmasına neden olduğu için Schmidt, her yerinden kanamıştı. Kanamalar beyni ve kalbine sıçrayınca soluk felci geçirdi ve yaşamını yitirdi.
İşte böyle.
Umarız herkese uzak olurlar.
