Esrar Nedir? Etkileri-Zararları | IRCMerkezi | İRC Sunucuları, Sohbet Siteleri, IRC Forumları

Hoş Geldiniz IRCMerkezi | İRC Sunucuları, Sohbet Siteleri, IRC Forumları

IRC Merkezi Forum | Burası IRC sunucuları, sohbet siteleri, IRC forumları, yeni sunucular ve forum siteleri hakkında geniş bir yelpazede paylaşımların yapıldığı bir topluluktur. Sohbet etmeyi sevenler, IRC dünyasına ilgi duyanlar ve farklı sunucuları keşfetmek isteyenler için ideal bir platform sunuyoruz. Deneyimlerinizi paylaşabilir, yeni sunucuları keşfedebilir, ilginç sohbet siteleri hakkında bilgi alabilir ve IRC ile ilgili genel konularda tartışmalara katılabilirsiniz. Aramıza katılarak IRC dünyasının renkli ve dinamik atmosferini keşfetmeye başlayın IRC Forumları IRC Merkezi Mobil Sohbet Siteleri Yeni Sunucular IRC Sunucuları Forum Siteleri IRC Forum Rehberi Unreal Kurulumu Socket Bot Yeni Sohbet Siteleri Mobil Chat Siteleri Teknoloji Haberleri Güncel Haberler Mirc IRC Sunucuları Makaleler ve Paylaşımlar Ücretsiz Script

Yeni Sunucular

Yeni irc Sunucuları ve Yeni irc Sunucu Paylaşımları

Sunucunu Paylaş

IRC/d Sunucunuzu Paylaşın.

Bize Ulaşın

IRC Merkezi Yönetim ve Destek

BilgiShell Sohbet ask kalbim Ayakkabı AskKalbim BizimKiler Sosyal Medya Takipçi Hizmetleri

Esrar Nedir? Etkileri-Zararları

BlackRose Çevrimdışı

BlackRose

Kayıtlı Üye
8 Haz 2023
1,986
666
image.jpeg



image.jpeg



Esrar, yaygın olarak kullanılan maddelerden birisidir. Esrarın tarih boyunca yetiştirildiği ve kullanıldığı bilinmektedir. Son yıllarda kullanımı giderek artmaktadır. Toplumda esrara ve etkilerine ilişkin olarak çok çeşitli ve farklı görüş ve inançlar vardır. Bu görüş ve inançlara göre insanların esrara ilişkin değer yargıları oluşmaktadır. Esrara ilişkin tartışmalar hem toplumda hem de bilimsel çevrelerde devam etmektedir. Tartışmaların birisi de, esrar kullanımının yasallaşıp yasallaşmamasıdır. Böylece esrar ilgili tartışmalar politika düzeyine kadar taşınmaktadır. Yakın zamanda esrarın tıbbi tedavi amacıyla kullanılıp kullanılamayacağı ilişkin araştırmalar, tartışmalara yeni bir boyut eklemiştir.

Esrar, cannabis sativa adı verilen hint keneviri bitkisinin kahverengi/yeşil
çiçeklerin karışımından, saplar, tohumlar ve yapraklarından oluşmaktadır. Esrarın dumanı genellikle sert, acı, keskin ve ot kokusuna benzer. Esrar’ın aktif ana etken maddesi THC’dir (Delta-9-tetrahydrocannabinol). Beyinde özel THC reseptörleri (alıcıları) tespit edilmiştir. Bu reseptörler beynin kavrama, hafıza, ödül, acı algısı ve motor koordinasyon işlevlerinden sorumlu bölümlerinde yerleşmiştir.

İşleniş biçimine göre bazı farklılıklar gösterir ve bunlara göre farklı isimler alır. Bunlar arasında Marijuana, Gubar, Ganja sayılabilir. Esrar, en sık marihuana, ot ve joint olarak isimlendirilmektedir. Bunların dışında pek çok farklı isimle de anılmaktadır. Bunlar arasında plaka, gubar, mühür, papatya, anten, keyif, kaynar, nane, kına, derman, paspal, gıya, gogo, gonca, kuris, ilaç, siyah, çay, evset, sır, cam macunu, afgan, lübnan, sarıkız, kalo, cigaralık, sarma, çiçek sündüz, mal, sarı, jelatin, kenevir, kafa hapı, saddam, kuru, elek altı, kendir, yeşil, keçi, patates, Henry, ahna sayılabilir. “Cuk” esrar macununa verilen addır. Bu yemekler hazırlanırken özellikle kek içine konabilir. Etkili madde miktarı düşüktür. Charasi ise, Pakistan’da kullanılan ve etkin madde miktarı çok yüksek olan bir esrardır. Esrara Güney Afrika’da Dagga, İran’da “Beng”, Yunanistan’da “Cannabis” adı verilir. Farklı esrar türlerine göre içerdikleri THC miktarı aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Esrar, yaygın olarak kullanılan maddelerden birisidir. Esrarın tarih boyunca yetiştirildiği ve kullanıldığı bilinmektedir. Son yıllarda kullanımı giderek artmaktadır. Toplumda esrara ve etkilerine ilişkin olarak çok çeşitli ve farklı görüş ve inançlar vardır. Bu görüş ve inançlara göre insanların esrara ilişkin değer yargıları oluşmaktadır. Esrara ilişkin tartışmalar hem toplumda hem de bilimsel çevrelerde devam etmektedir. Tartışmaların birisi de, esrar kullanımının yasallaşıp yasallaşmamasıdır. Böylece esrar ilgili tartışmalar politika düzeyine kadar taşınmaktadır. Yakın zamanda esrarın tıbbi tedavi amacıyla kullanılıp kullanılamayacağı ilişkin araştırmalar, tartışmalara yeni bir boyut eklemiştir.

Esrar, cannabis sativa adı verilen hint keneviri bitkisinin kahverengi/yeşil
çiçeklerin karışımından, saplar, tohumlar ve yapraklarından oluşmaktadır. Esrarın dumanı genellikle sert, acı, keskin ve ot kokusuna benzer. Esrar’ın aktif ana etken maddesi THC’dir (Delta-9-tetrahydrocannabinol). Beyinde özel THC reseptörleri (alıcıları) tespit edilmiştir. Bu reseptörler beynin kavrama, hafıza, ödül, acı algısı ve motor koordinasyon işlevlerinden sorumlu bölümlerinde yerleşmiştir.

İşleniş biçimine göre bazı farklılıklar gösterir ve bunlara göre farklı isimler alır. Bunlar arasında Marijuana, Gubar, Ganja sayılabilir. Esrar, en sık marihuana, ot ve joint olarak isimlendirilmektedir. Bunların dışında pek çok farklı isimle de anılmaktadır. Bunlar arasında plaka, gubar, mühür, papatya, anten, keyif, kaynar, nane, kına, derman, paspal, gıya, gogo, gonca, kuris, ilaç, siyah, çay, evset, sır, cam macunu, afgan, lübnan, sarıkız, kalo, cigaralık, sarma, çiçek sündüz, mal, sarı, jelatin, kenevir, kafa hapı, saddam, kuru, elek altı, kendir, yeşil, keçi, patates, Henry, ahna sayılabilir. “Cuk” esrar macununa verilen addır. Bu yemekler hazırlanırken özellikle kek içine konabilir. Etkili madde miktarı düşüktür. Charasi ise, Pakistan’da kullanılan ve etkin madde miktarı çok yüksek olan bir esrardır. Esrara Güney Afrika’da Dagga, İran’da “Beng”, Yunanistan’da “Cannabis” adı verilir. Farklı esrar türlerine göre içerdikleri THC miktarı aşağıdaki tabloda verilmiştir.


Cannabis Sativa ya da Cannabis İndica adı verilen kenevir otundan elde edilen maddenin ismidir. Bu bitkinin her parçası tetrahydrocannabinol içerir (THC). Esrar, “haşiş” olarak bilinir. İngilizce’de “hash, hashish”, Fransızca’da “Hachisch” olarak yazılır. Arapça’da ise “haşiş” ya da “Haşhiş” olarak adlandırılır. Esas olarak hint keneviri ya da kenevir otunun kendisi “haşiş”olarak adlandırılmıştır. Araplar, belirli bir bitki türünün kendisine bu adı verirlerken, Batı Avrupa’da hem bitkiye hem de ondan elde edilen nesneye “Hashish” adı verilmektedir. Elde edilen bu nesnenin Türkiye’deki adı “esrar” dır. Arapça’da buna “kunnap” denir. Burada vurgulanmak istenen nokta esrar diye bir bitki olmadığı, esrar’ın hint kenevirinden elde edilen bir madde olduğudur.

Hint kenevirinin boyu 1 ila 4 metre arasında değişir. Kendine has bir kokusu vardır. Yapraklarının üstü tüylerle kaplıdır. Her iklimde yetişir. Bitki kesilmeden de üstüne akan reçineden esrar elde edilebilir. Bitki olgulaşınca kesilir. Daha sonra beyaz bir örtü üzerinde kurutulmaya bırakılır. Beyaz bezin üzerine dökülen tozlar, esrarın en kaliteli yapısını oluşturur. Daha sonra bunlar elekten geçirilir.

“Haşiş” (hint keneveri/cannabis indica) ile “Afyon haşhaşı” (papaver Somniferum L) birbirine karışan iki kavramdır. Bu iki bitki aynı familyadan olmakla birlikte, birbirlerinden farklı bitkilerdir. Bu nedenle “haşiş” adı verilen bitki ile “afyon haşhaşı” birbiri ile karıştırılmamalıdır. Hint kenevirinin sapları ve tohumları sanayide kullanılır. Saplarından ayrılan liflerinden ip, halat, çuval, kaba kumaş yapılabilir. Tohumlarından
çıkan yağ sabun üretiminde kullanılır.




Kenevir otunun toz haline getirilip elenen ilk ürününe “birinci mal” “kaynar” adı verilir. Daha sonra ikinci kez elenen tozlardan elde edilen ürüne Batı Avrupa ve Amerika’da yaygın olarak “Marihuana” ya da “Ganja”denir. Geri kalan artıklara “paspal” denir ki, içerdiği etkili madde miktarı çok düşüktür. Esrar kesilmiş, kurutulmuş ve preslenerek plaka haline getirilmiş biçimde satılır. Genellikle kına renginde olur. Esrar, tütünle karıştırılarak sigara şeklinde içilir.

Sık sık kullanan Asya tabirlerini açıklamak gerekirse, ‘Ganja’ işlenmiş dişi bitki ve reçinesinin yapışkan bir kütle halinde sıkıştırılarak veya yuvarlanıp ezilerek daha sonra düz ve yuvarlak plakalar haline getirilen genç yapraklarını ve çiçekli üst kısımlarını ifade eder. Bunun rengi koyu yeşil veya yeşilimsi-kahverengidir ve hoş bir kokusu ile karakteristik bir tadı vardır (BM, 1975).

“Charas” dişi bitkinin üst kısımlarından ayrılmış ve işlenmiş reçinedir. Bu madde gri-beyaz bir toz haline gelinceye kadar yuvarlanır ve ovulur ve daha sonra plaka veya hemen hemen saydam inceliğinde levhalar haline getirilir veya koyu kahverengi topaklar şeklinde bırakılır. “Bhang” bitkinin daha eski veya daha olgun yapraklarını ifade eder genellikle şekerlemelerde bir katkı maddesi olarak veya suda kaynatılarak ve biraz tereyağı eklenerek şurup yapmada kullanılır. Etkileri bakımından Ganja’dan daha zayıftır, Charas’tan ise çok daha zayıftır.

Orta Doğu’da “Hashish” (esrar) kelimesi genellikle hem yaprakları ve hem de reçineyi veya bunların bir karışımını ifade eder. Kuzey Afrika’da ekseriya kabaca bir toz haline getirilen, reçine ve bitkinin üst kısımları, Fas’ta “Kif” olarak Cezayir ve Tunus’ta “takrouri” olarak bilinir, orta ve Güney Afrika’da “dagga” yaprakları ve bitkinin üst kısımları ifade eder. Avrupa ve Kuzey Amerika’da “hashish” (esrar) kelimesi, genellikle sadece reçineyi belirtirken, yapraklar ve bitkinin üst kısımları (ki bunların içersinde biraz reçine bulunabilir) “marijuana” (esrar), “pot” (kavanoz), “grass” (çimen), “weed” (yaban otu), “tea” (Çay) veya birçok isimlerle adlandırılır.

Reçinenin kendisi kahverengi renktedir ve genellikle bloklar veya düz plakalar halinde sıkıştırılmıştır. Çıktığı ülkeye ve bir karışımdaki yaprak ve bitkinin üst kısımlarının oranına bağlı olarak reçinenin daha kuvvetli veya daha zayıf bir yeşil renkte ve az yumuşak ve nemli olabilir. Yapraklar genellikle bir tohum ve sapın çıkarılmasından sonra doğranır, bunlar ezilmiş kuru nane yapraklarına benzer ve renk olarak yeşil veya gri-yeşildirler. Yakıldığı veya sigara şeklinde içildiği zaman hem yapraklar ve hem de reçine, yanmakta olan kuru saman gibi koku verirler.

Kullanım yolu
Genellikle sigara şeklinde kullanılır. Sarılmış bir sigaranın içinde 0.5 ile 1 gr. arası esrar ve %20 ile %70 arası THC bulunmaktadır. Kova veya bong adı verilen bir yöntem ile buharını içe çekmek yoluyla da kullanılmaktadır. Bir başka kullanım şekli de, esrarın keke karıştırılması ya da çay olarak içilmesidir. Esrar’ın daha konsantre ve reçinemsi haline haşiş denir. Haşhaş yağı ise siyah yapışkan bir sıvıdır.

Etkileri
Esrar içildiğinde keyif verici etkisi birkaç dakika içinde ortaya çıkar. Yarım saat içinde etkisi en üst düzeye gelmekte ve bu etki 2-4 saat içinde sonlanmaktadır. Hareket becerilerindeki bozukluk 8-12 saat devam eder. Esrar kullanımı kısa süreli öfori ve rahatlama, algıda değişiklik, zaman algısında bozulma ve duyusal deneyimlerde abartıya neden olmaktadır. Kullanımdan sonra çok fazla yeme, çok fazla film seyretme veya müzik dinleme gibi etkinliklerde artış görülebilmektedir. Ayrıca sosyal ortamlarda kullanıldığında aşırı gülme ve aşırı konuşmaya neden olabildiği bildirilmiştir.

Esrarın sigara halinde içilmesi, ilk dakikalardan itibaren kalp atışlarının %20-50 oranında artmasına neden olmaktadır. Bu etki yaklaşık 3 saat sürmektedir. Esrar kullanıldıktan sonra kişi oturuyorsa kan basıncı artmakta, ayakta duruyorsa düşmektedir.

İstenmeyen etkiler
Esrar kullanımının psikolojik etkileri ruh haline, alınan maddenin dozajına, ortama ve geçmiş deneyimlere göre değişkenlik gösterir. Kısa süreli kullanıma bağlı hareketlerde ve öğrenme, bellek, dikkat gibi kognitif işlevlerde bozukluk oluşturması yanında, anksiyete, panik atak, paranoya ve şaşkınlığa yol açabilir. Şizofreni’de tekrarlama nedeni olabilir. Bunların yanı sıra muhakeme bozukluğu ve konuşkanlık gözlenir. Ayrıca sık olmasa da flashback’ler yaşanabilir. Erken yaşlarda esrar kullanımı ile ileriki yaşlarda görülen depresyon arasında bir ilişki saptanmıştır. Esrar kullanımıyla yaşanan psikososyal sorunlar alkol kullanımıyla benzerlik göstermektedir.

Psikoz
Esrar kullanımına bağlı psikotik bozukluklar kullanımdan kısa bir süre sonra gelişmekte ve çoğunlukla kötülük görme sanrıları ya da kıskançlık sanrıları şeklinde olmaktadır. Genellikle bu psikotik belirtiler bir gün sürmekte, ancak bu süre kişiden kişiye değişebilmektedir. Esrar, kalıcı psikoza da yol açmaktadır. Bu konuda yapılan birçok araştırma gözden geçirildiğinde esrar kullananlarda şizofrenik bozukluk gelişme riskinin esrar kullanmayanlara göre 6.7 kat daha fazla olduğu ortaya çıkmaktadır (Arseneault ve ark. 2004). Esrar kullanımının psikoz gelişimi için temel nedenlerden biri olmadığı, şizofreniye yatkın olan kişilerde esrarın psikozu başlatan veya alevlendiren bir etken olduğu düşünülmektedir. Esrarın psikoza yol açtığı araştırmalarla gösterilmiştir. Kimde ve nasıl ortaya çıktığına ilişkin bilgiler ise henüz yeterli düzeyde değildir.

Flashback


Esrar kullanımına bağlı görülen bir diğer tablo ise “flashback” (geriye dönüş) sendromudur. Bu sendrom madde etkisi altında yaşanmış deneyimlerin geçici olarak tekrar yaşanması ve duygusal içeriğin tekrar deneyimlenmesiyle oluşmaktadır. Bu durumun şiddeti ve süresi değişkendir. Esrar yağ dokusuna bağlandığı için, flashback etkisi uzun süre sonra dahi gözlenebilmektedir.

Amotivasyonel sendrom
Ampirik çalışmalar, esrar kullanımının “Amotivational Syndrome”a yol açma olasılığının yüksek olduğunu göstermektedir. “Amotivational Syndrome” belirtileri arasında güdü ve hırsta düşüş, duyguların ifadesinde azalma, uzun süreli planlar yapıp yürütme kapasitesinin azalması ve engellenmeyle başa çıkma zorluğu sayılabilir. Ayrıca, esrar kullanıcılarında hedefe yönelik etkinlik kaybı, yeni sorunları çözme yeteneğinde de kayıp gözlenmiştir. Esrarın düzenli ve yoğun olarak kullanımı, ergenlerde ve genç yetişkinlerde uyum sorunları yaşama riskini arttırmaktadır. Bazı araştırmalar esrar kullanımının agresyonu artırdığını, bazıları ise esrar kullanımının agresyonu yükseltmek yerine tam tersi sakinleştiren bir etkisi olduğunu iddia etmektedir.

Amfetamin ve benzeri bağımlılıklar için tıklayın.

Kalp damar sistemi
Kalp atışında artış ve kestirilemeyen kan basıncı değişimi esrar kullanımına bağlı etkiler arasında sayılabilir. Esrar kullandıktan sonraki ilk bir saat içinde kalp krizi geçirme riskinin normalden dört kat daha fazla olduğu ortaya konmuştur (Mittleman ve ark. 2001). Araştırmacılar bu etkinin esrarın kan basıncı ve kalp atışı üzerindeki etkisi ve kanın azalan oksijen taşıma kapasitesinin etkisinden kaynaklandığını öne sürmektedirler.

Merkezi sinir sistemi
Beynin bazı bölgelerinde çok sayıda cannabinoid reseptörler bulunurken bazı bölgelerinde ise çok az veya hiç yoktur. Cannabinoid reseptörlerin büyük çoğunluğu beynin hafızadan, hazdan, düşünceden, konsantrasyondan, emosyondan, zaman algısından ve koordine hareketlerden sorumlu bölgelerindedir. Esrar kullanımının kısa süreli etkileri arasında hafıza ve öğrenme ile ilgili sorunlar sıktır. Hafıza bozuklukları ve konsantrasyon kaybına neden olabilir. Refleksleri bozduğu için araba kullanmak sakıncalıdır.
Solunum sistemi
Esrar kullanımının akciğer’de bronşite ve kansere neden olabildiği ve bu etkinin sigarayla karşılaştırıldığında 5 kat daha yüksek olduğu gösterilmiştir. Kuru öksürük, larenjit ve farenjite yol açabilmektedir. 450 kişiyle yapılan bir çalışmada, sigara içmeyen ama sık sık esrar kullanan kişilerin sigara içenlere göre daha fazla sağlık sorunları yaşadıkları ve hiç içmeyenlere göre daha fazla iş günü kaçırdıkları ortaya çıkmıştır (Polen ve ark. 1993). Hastalık izniyle işe gelmeyen esrar kullanıcılarının çoğunluğunun sorunu solunum yolları hastalıklarıdır (NIDA, 2004).

Esrar kullanımı, sıklıkla öksürük ile birlikte ağız ve boğazda yanma ve batmaya neden olur. Düzenli olarak esrar kullanan kişilerde, sigara kullananlara benzer, öksürük, balgam çıkarma, sık ve ani göğüs ağrıları sıktır ve yüksek akciğer enfeksiyonu riski vardır. Esrarı sigara halinde kullananlarda baş boyun kanseri geliştirme olasılığı yüksek olduğu ve kullanım sıklığı arttıkça bu hastalığın riskinin de yükseldiği iddia edilmektedir (Zhang, 1999). 173 kanser hastası ve 179 sağlıklı kişinin karşılaştırıldığı çalışmada esrar kullanımının kanser geliştirmede riski iki veya üç kat arttırdığı ortaya çıkmıştır (NIDA, 2004).

Esrar, tahriş edici ve kanserojen maddeler içerdiğinden dolayı (Sridhar, 1994), akciğer ve diğer solunum yolu bölgelerinde de kanser oluşma riskini arttırmaktadır. Sigara halindeki esrar, sigaraya oranla %50-70 arası daha fazla kanserojen hidrokarbon içermektedir. Ayrıca bazı hidrokarbonları kanserojen hale çevirmeye yol açan enzimlerin derecelerini arttırmaktadır (Cohen, 1981). Esrar kullanıcıları, sigara içenlere oranla, genellikle dumanı içlerine daha derin çekip, nefeslerini daha uzun süre tutmaktadırlar. Bu şekildeki esrar içimi, akciğerlere daha fazla baskı uygulayıp kullanıcıların kansere daha eğilimli olmalarına neden olmaktadır.

Bağışıklık sistemi
İleri derecedeki esrar kullanımının sağlık üstüne olan etkileriyle ilgili hayvan ve insan hücreleri üstünde yapılan çalışmalarda, THC ve diğer esrar ürünlerine maruz kalmanın bağışıklık sistemini bozduğu ortaya çıkmıştır (Adams, 1996). Araştırmalarda THC’ye maruz kalan farelerin, maruz kalmayanlara oranla daha fazla bakteriyel enfeksiyonlar ve tümörlere yatkın hale geldiği ortaya çıkmıştır. Bu bulgular, THC’nin bağışıklık sisteminin bulaşıcı hastalıklar ve kanserle başa çıkma kapasitesini azalttığını göstermektedir.

Diğerleri
Esrar kullanımı ağız kuruluğu ve iştah artışına neden olur. İştah artışına yol açtığı için kanserli ve AIDS’li hastalarda kullanılması düşünülmektedir. Konjonktival damarların genişlemesine yol açtığından gözlerde kanlanmaya yol açar. İçerisinde THC bulunan esrar, beyinde androjen alıcılarına bağlanmaktadır. Kısa süreli kullanımda, erkeklerde testosteron salınımında azalma, göğüs büyümesi (jinekomasti) ve sperm üretimi, hareketliliği ve canlılığında bozukluk, %50 oranında spermde azalmaya (oligoastenospermi) yol açtığı gösterilmiştir.

Öğrenme ve sosyal davranışlar
Esrar kullanımı öğrenme ve bilgi hatırlamayı olumsuz etkileyebildiği için,
entelektüel kapasite, çalışma ve sosyal beceriler konusunda da gerileme görülmektedir. Bunun yanı sıra araştırmalar, esrarın hafıza ve öğrenmeyle ilgili olumsuz etkilerinin esrarın etkisi geçtikten sonra bile günler hatta haftalar sürebildiğini göstermektedir (Pope, 1996).

Esrar kullanan öğrenciler diğerlerine göre daha düşük notlar almakta ve liseden mezun olma olasılıkları düşmektedir. 129 öğrenciyle yapılan bir çalışmada ağır esrar kullanıcılarının kullandıktan 24 saat sonrasında bile dikkat, hafıza ve öğrenme becerilerinin önemli miktarda azaldığı kaydedilmiştir. Araştırmaya katılan ağır esrar kullanıcıları, dikkatlerini toplamakta ve yoğunlaştırmakta, organize olmakta ve onlara verilen bilgileri kullanmakta daha fazla zorluk çekmişlerdir. Sonuç olarak, sık esrar kullanan kişiler hayatlarına, kullanmadan öncesine kıyasla, daha düşük bir entelektüel seviyede ve kapasitede devam etmektedirler (Pope, 1996).

Araştırmacılar, yaptıkları bir listedeki kelimeleri hatırlama çalışmasında, esrar kullanımını bıraktıktan sonra 1 hafta geçmiş olan ağır kullanıcıların hatırlama zorluklarının devam ettiğini ve hatırlamanın ancak 4 hafta içinde tekrar düzelme kaydettiğini ortaya çıkarmışlardır (Pope ve ark. 1996)

Araç kullanımı
Esrar, kullanılan miktarla ilişkili olarak bilişsel ve davranışsal işlevlere zarar vermektedir. Bu etkiler, araba kullanmak gibi sürekli dikkat gerektiren ve karmaşık işlerde daha uzun süreli yaşanmaktadır. Bu nedenle esrar kullanımından sonra araba kullanılması tehlikelidir. Esrar kullanımının araba kullanma üzerindeki etkisini saptamak için yapılan araştırmalarda, esrar kullanımı sonrası araba kullanmanın, kanda %0.07 ile %0.10 oranında alkol ile araba kullanmaya denk olduğu saptanmıştır (Robbe, 1994; Smiley, 1998). Esrarın araba kullanma üzerindeki olumsuz etkeleri şunlardır.

  • Tepki verme zamanının yavaşlaması
  • Çevresel ışık uyaranlarını algılamada zayıflık
  • Zayıf göz takibi
  • Zaman ve yer algısında bozulma
  • Koordinasyonda zayıflama / bozulma
  • Fren ve hızlanmada hatalar, hız kontrolünün azalması
  • Yargı ve karar alma yeteneğinin zayıflaması, araba sollamada kaza riskinin
    artması
  • Özellikle birden çok iş yaparken, dikkatin zayıflaması / azalması
  • Kısa süreli hafızanın zarar görmesi
  • Alkol ve diğer maddelerle birlikte kullanınca, olumsuz etkilerin artış
    göstermesi
Bağımlılık
Günümüzde esrarın bağımlılık yapmadığı, yapsa bile daha çok psikolojik bağımlılık yaptığına ilişkin bir kanı hakimdir. Araştırmalarda esrar kullanımının fiziksel ve psikolojik bağımlılık yapabileceği gösterilmiştir. Esrar bağımlılığı ayrı bir tanı kategorisi olarak DSM-IV ve ICD-10 gibi sınıflandırma sistemlerinde yer almaktadır. Esrar kullanımına karşı hızlı bir tolerans geliştiği gösterilmiştir. Sıklıkla ikinci kullanımdan itibaren toleransın başladığı iddia edilmektedir.
Yapılan bir çalışmada, esrar kullanıcılarının %35’i istedikleri halde esrarı bırakamadıklarını, %24’ü esrar kullanımı yüzünden yaşadıkları sorunlara rağmen kullanmaya devam ettiklerini ve % 13’ü tüketimlerini kontrol altında tutamadıklarını bildirmişlerdir. Araştırmaya katılan kullanıcıların %20’si, esrar kullanmadıkları zaman huzursuzluk ve gerginlik hissettiklerini ifade etmişlerdir (Thomas, 1996; Johns, 2001). Yeni Güney Galler’de, haftada 3-4 kere olmak üzere, uzun süredir esrar kullanan 243 kişinin katılımıyla bir araştırma yapılmıştır. Araştırma sonuçları DSM-III-R ve ICD10’a göre (Dünya Sağlık Örgütü, 1992) katılımcıların %57’sinin bağımlı olduğunu göstermektedir. Bunun yanı sıra araştırmaya katılan kullanıcıların yalnızca %25’inin esrara bağlı sorunlar yaşadıklarını kabul etmeleri dikkat çekicidir (Swift ve ark. 1998). Amerika’da yapılan bir araştırmada, esrar kullanmaya başlayan kişilerin 4-5 sene içinde ağır kullanıcı oldukları ve her on kişiden birinde bağımlılık oluştuğu ortaya çıkmıştır (Anthony ve ark. 1994, Strang ve ark. 2000). Yapılan bir başka araştırmanın sonuçlarına göre; esrar kullanan her 10 kişiden sadece biri kullanımı bırakmayı istemektedir veya denemektedir. Kullanıcıların çoğu esrarı bırakmanın çok zor olduğunu ifade etmekte ve olumsuz zararlarına maruz kalmalarına rağmen kullanıma devam etmektedir (Anthony ve ark. 1994; Hall ve ark. 1994; Strang ve ark. 2000). Bu bulguların yanı sıra, Amerika’da 2002 yılında yayınlanan bir raporda, esrar bağımlılığı tedavisine taleplerin son 10 yıl içinde iki katına çıktığı belirtilmektedir (Budney ve Moore, 2002).

Esrar kullanıcılarında bağımlılık görülme riskinin kullanımın sıklığıyla orantılı olduğu gösterilmiştir. Bağımlılığın görülme sıklığı, sık kullanımla beraber yükselme eğilimindedir. Haftada birkaç kez ve uzun süre esrar kullananlarda bağımlılık görülme sıklığının %57 ile 92 arasında değiştiği saptanmıştır (Swift ve ark. 1998; Johns, 2001).

Madde bağımlısı genç yetişkinlerin madde kullanmaya esrar içerek başladığı ve ağır kullanıcıların daha önce hiç esrar kullanmayanlara göre 140 kat daha fazla diğer maddeleri kullanmaya meyilli oldukları gösterilmiştir (Arseneault ve ark. 2004). İstanbul’da yaşayan öğrencilerde riskli davranışları araştıran bir çalışmada esrar kullananlarda diğer maddelerin kullanım riski oldukça fazla bulunmuştur. Esrar kullananlarda kullanmayanlara göre ecstasy kullanma riski 34 kat, uyuşturucu hap kullanma riski 23 kat, eroin kullanma riski 17 kat ve uçucu madde kullanma riski 10 kat daha fazla bulunmuştur (Ögel ve ark. 2004).

Yoksunluk belirtileri
Esrara bağlı yoksunluk belirtileri genelde yoğun esrar kullananlarda gözükmektedir. Bir başka deyişle sık ve uzun süre kullanıldıktan sonra bırakılan esrarın yoksunluk belirtilerine yol açtığı belirlenmiştir. Yapılan araştırmalarda esrar kullanımının bırakılması sonucu birçok farklı yoksunluk belirtisinin ortaya çıktığı görülmüştür. Dört hafta boyunca aralıksız esrar kullanan ve ardından 4 hafta arındırma süreci yaşayanlarda, esrar kullanımı kesildikten sonra iştahsızlık ve uyku düzensizliği gözlemlenmiştir. Farklı araştırmacılar tarafından yapılan birçok çalışmada benzer yoksunluk belirtileri saptanmıştır. Yoksunluk belirtilerini şu şekilde özetleyebiliriz:

  • Aşırı hassaslık
  • Alınganlık
  • Sinirlilik
  • Huzursuzluk
  • Gerginlik
  • İştah azalması
  • Uykusuzluk
  • Titreme
  • Ürperme
  • Terleme
  • Ateş
  • Bulantı
  • Mide-Bağırsak rahatsızlıkları
  • Parçalanmış düşüncele
  • Yön duygusu kaybı
  • Görsel, işitsel ve dokunsal halüsinasyonlar
Yoksunluk belirtilerinden en az ikisini yaşayan kullanıcıların esrar yoksunluğu tanısı alabilecekleri belirtilmiştir. Belirtilerin madde kullanımının bırakılmasından 4 saat sonra başlayıp 4 gün boyunca devam ettiği, belirtilerin bu 4 günde en yoğun düzeye ulaştığı bildirilmektedir. Yoksunluk sürecinde agresyonun özellikle en yoğun yedinci günün sonunda yaşandığı gözlemlenmiştir.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst Alt