BlackRose
Kayıtlı Üye
- 8 Haz 2023
- 1,986
- 666
![Milyonlarca Kalbin Çarptığı Bir Şehirde Yapayalnızdım Milyonlarca Kalbin Çarptığı Bir Şehirde Yapayalnızdım](/proxy.php?image=https%3A%2F%2Fcf.kizlarsoruyor.com%2Fa188610%2F8de9c909-ab5d-4c20-a3a6-e422d92ed6ce.jpg&hash=89115b61f4a3b64b0c43bd90122ca919)
Gözlerim şehrin ışıltısıyla dolup taşıyordu. Yüksek binaların parlak ışıkları, caddelerin hareketliliği, insanların koşturmacası... Her şey o kadar canlıydı ki etrafımda. Ancak ne var ki, kalbimde yankılanan sessizlik tüm bu şehir gürültüsünü boğuyordu. Milyonlarca insanın yaşadığı bu şehirde, ben yalnızdım.
Sokaklar kalabalıktı, ama insanlar birbirine yabancıydı. Göz temasları kaçıyordu, gülümsemeler yüzeydeki bir maskeydi. Herkes kendi dünyasına gömülmüş, cep telefonlarıyla meşguldü. Ben de öyle miydim acaba? İnsan ilişkilerinin sığlaştığı, samimiyetin yüzeyselleştiği bu dünyada, ben de aynı akıbete uğramış olabilir miydim?
Akşamın alacakaranlığında, bir kafede oturup insanları izliyordum. Çiftler el ele tutuşmuş, arkadaş grupları kahkahalarla dolu masalarda toplanmıştı. Herkesin birbirine ait olduğu bir dünyada, benim yalnızlığımın yeri neresiydi? Belki de yalnızlık benim kaderimdi. Belki de bu kalabalık şehirde benim gibi birçok yalnız ruh vardı, sadece birbirlerini bulamıyorlardı.
Şehrin gürültüsü, içimdeki sessizliği bastıramıyordu. Bir an için durup etrafa baktım. Herkesin acelesi vardı. Herkes bir hedefe koşuyordu. Ama ben, neye doğru koştuğumu bile bilmeden, sadece bir izleyici olarak kalakalmıştım. Hayatın hızına yetişmeye çalışırken, kendimi kaybetmiştim.
Belki de insanlarla bağ kurmaktan korkuyordum. Belki de reddedilmekten, yüzüstü bırakılmaktan korkuyordum. Bu yüzden duvarlar örmüş, kendimi içine hapsettiğim bir kale inşa etmiştim. Ama şimdi o kalede yapayalnızdım. Dışarıdaki dünyaya izleyici olarak bakıyordum, ama içinde olamıyordum.
Gecenin ilerleyen saatlerinde, boş sokakları dolaşıyordum. Rüzgar yüzüme çarpıyor, saçlarımı dağıtıyordu. Sokak lambalarının titrek ışığı altında, yürürken şehrin sessiz çığlıklarını duyar gibi oldum. Belki de herkes kendi yalnızlığını yaşıyordu ve belki de bu yalnızlık bağ kurmamızı engelliyordu.
Belki de bir gün cesaretimi toplayıp, o duvarları yıkıp insanlarla gerçek bağlar kurabilirim. Belki de yalnızlığımdan kurtulabilirim. Şehrin milyonlarca kalbi çarparken, benim kalbim de bu ritme eşlik edebilir. Belki de yapayalnız olmak, sadece bir tercihtir ve ben bu tercihi değiştirebilirim.
Ve belki de bu şehirde, yalnız olmadığımı fark edebilirim. Belki de benim gibi düşünen, hisseden insanlarla karşılaşabilirim. Belki de bu büyük şehirde, yalnızlıkla dolu kalbimin çaresiz olmadığını anlayabilirim.
Yürümeye devam ettim, belki de yarın yeni bir gün olurdu. Belki de yarın, milyonlarca kalbin çarptığı bu şehirde, yalnız olmadığımı hissedebilirdim. Umutsuzluğun gölgesinde değil, umudun aydınlığında yürüdüm. Çünkü belki de herkes gibi benim de bir yerim vardı bu şehirde, ve belki de yalnızlık değil, bağlar kurma cesareti bulmam gerekiyordu.