BlackRose
Kayıtlı Üye
- 8 Haz 2023
- 1,986
- 666
Sevgili okurlarım, oylarımı her seçimde CHP'ye vermiş bir gazeteciyim… Başka hiçbir partiye, başında ve yönetiminde kim olursa olsun vermiş değilim ama CHP'li falan değilim.
Bunu da yeri ve zamanı geldikçe açıkladım.
Ancak CHP'nin içine düşürülmüş olduğu son durumlar insaf, hoşgörü, akıl ve mantık çizgisini epeyce aşmış durumda.
Birbirlerini kıtır kıtır doğrayıp yemekle meşguller.
Olacak şey değildir, kendilerine oy veren milyonlarca seçmene yapılacak en büyük saygısızlıktır.
★★★
İktidar kesimini soracak olursanız işleri zaten tıkırında ve her şey açık!..
Kendi içlerinde epeyce gizli kapaklı çıkar işleri dönüyor olsa bile onu sadece Tayyipgiller ve öteki ‘büyükleri' bilir!
‘Küçükler' sadece küçük işlerle uğraşan ve partiye kendi çapında katkıda bulunmaya çalışan ırgatlardır.
★★★
Son Cumhurbaşkanlığı seçimini yine yüzde 52 ile kazandılar.
Buna küçük ortak MHP'nin oyları dahil.
Yani seçimi kazandılar ama arkalarındaki sonsuz devlet gücüne rağmen bu asla bir zafer falan değildi.
Fakat onlar “iş bitirici.”
Ellerindeki medya gücünü kullanarak her şey anında örtbas edildi.
Üstelik Recep Tayyip'in ağzı çok iyi laf yapıyor.
Cami avlularında bile siyaset yapıp oy devşirmenin ustası.
Dolayısıyla iktidar kesiminde bırakınız kavgayı mavgayı bir yana, sadece sessizlik ve sakinlik var!
Şimdiden hazırlıklı olalım, ne yaparsak yapalım önümüzdeki beş yıl daha bu iş böyle sürüp gidecek.
CHP'de ise neler olacağını, hangi konularda daha kaç kavga çıkacağını, hangi kavgaların nasıl sonuçlanacağını şimdiden bilmek mümkün değil.
★★★
Bir parti düşünün…
İktidarda bulunduğu 22 yıl boyunca milyonlarca insanımızı, özellikle de dar gelirli vatandaşlarımızı mahvetmiş.
Akıl alacak iş değildir ama o kesimlerin çoğu, (en az yarısı diyelim) gidip bu iktidara oy verdi.
Özellikle SGK ve Bağ-Kur emeklileri bu süreçte en çok horlanan ve en büyük zarara uğrayan kesimlerdi.
Maşallah, onlar da oylarını esirgemediler!
★★★
Bu süreçte en büyük etkenin ne olduğunu soracak olursanız AKP iktidarının “Müslümanlığı” derim!
En alt dilimlerde ıstırap çeken emekliler koştular seçim sandıklarına, oylarını helalinden verdiler!
Herkesin gerekçesi farklı ama en büyük etken din iman propagandası ile birlikte sahte vaatler.
Bunu bugüne kadar hiçbir iktidar başaramadı ama bunlar gerçekten başardı.
Bu açıdan bakıldığında iktidar partisini ve ‘tarafsız' cumhurbaşkanını gerçekten “kutlamak” gerekir!
★★★
AKP'ye oy veren büyük kesimlerin ciddi bir özelliği var.
Çoğu kırsal kesimlerin muhafazakâr insanları.
Bir bölümü saf! Onları inandırmak zaten kolay.
Eğitim düzeyleri yetersiz.
Türkiye'de ve dünyada olan bitenden haberleri yok.
Onlar sadece ceplerine girecek paralarla ilgileniyor. Bu doğrultuda şimdi bile kendilerine bol kepçe vaatlerde bulunuluyor…
Ve çoğu ne yazık ki bu oltaya takılıp iktidara yine yem ve güç kaynağı oluyor.
★★★
Türkiye'nin arazileri, fabrikaları, madenleri ve en önemli kamu kurumları durumu geçici olarak kurtarabilmek amacıyla satılıyor.
Memleket yolsuzluklarla soyuluyor.
Bunları sorduğunuz takdirde aldığınız yanıt çoğu zaman hep aynı:
“Valla ben o işlerden anlamam abicim, onu bana sorma!”
★★★
Şimdi, özellikle şu seçimden sonra gerçekleri acaba biraz olsun görmeleri mümkün oldu mu?
Bazıları belki görmüştür ama artık iş işten geçti.
Yapılan gaddarca zamlar ilk önce onlara oy veren o fakir fukara takımının kafasında patladı.
Daha da çook patlayacak.
Başka somut örnekler vermiyorum çünkü o arkadaşların diğer dünya olaylarıyla, soygunlarla, vurgunlarla, şatafatlı yaşamlarıyla ilgisi yok.
Kapalı dünyalarında yaşamayı sürdürüyorlar.
★★★
Anımsarsınız, seçimden önce her gün bol miktarda anket firmalarının masa başında düzenlediği ve çoğu düzmece olan anketlerini izlemek zorunda kalırdık.
Herkes anket düzenliyor, kafasına göre takılıyordu!
Her anket firması seçimde hangi partinin yüzde kaç oy alacağını kendine göre açıklıyor, kafalar daha beter karışıyordu.
Şimdi nerede o anketçiler!
Anket yapmanın tam zamanıdır, ortaya niçin çıkmıyorlar?
Yeni anketler düzenleseler, özellikle AKP'ye oy verenlere sorsalar…
“Pişman mısınız?”
Sonuç elbette değişmez ama ortaya ilginç hususlar çıkabilir!
Belki iktidara da biraz olsun ders olur.
Emin Çölaşan
Bunu da yeri ve zamanı geldikçe açıkladım.
Ancak CHP'nin içine düşürülmüş olduğu son durumlar insaf, hoşgörü, akıl ve mantık çizgisini epeyce aşmış durumda.
Birbirlerini kıtır kıtır doğrayıp yemekle meşguller.
Olacak şey değildir, kendilerine oy veren milyonlarca seçmene yapılacak en büyük saygısızlıktır.
★★★
İktidar kesimini soracak olursanız işleri zaten tıkırında ve her şey açık!..
Kendi içlerinde epeyce gizli kapaklı çıkar işleri dönüyor olsa bile onu sadece Tayyipgiller ve öteki ‘büyükleri' bilir!
‘Küçükler' sadece küçük işlerle uğraşan ve partiye kendi çapında katkıda bulunmaya çalışan ırgatlardır.
★★★
Son Cumhurbaşkanlığı seçimini yine yüzde 52 ile kazandılar.
Buna küçük ortak MHP'nin oyları dahil.
Yani seçimi kazandılar ama arkalarındaki sonsuz devlet gücüne rağmen bu asla bir zafer falan değildi.
Fakat onlar “iş bitirici.”
Ellerindeki medya gücünü kullanarak her şey anında örtbas edildi.
Üstelik Recep Tayyip'in ağzı çok iyi laf yapıyor.
Cami avlularında bile siyaset yapıp oy devşirmenin ustası.
Dolayısıyla iktidar kesiminde bırakınız kavgayı mavgayı bir yana, sadece sessizlik ve sakinlik var!
Şimdiden hazırlıklı olalım, ne yaparsak yapalım önümüzdeki beş yıl daha bu iş böyle sürüp gidecek.
CHP'de ise neler olacağını, hangi konularda daha kaç kavga çıkacağını, hangi kavgaların nasıl sonuçlanacağını şimdiden bilmek mümkün değil.
★★★
Bir parti düşünün…
İktidarda bulunduğu 22 yıl boyunca milyonlarca insanımızı, özellikle de dar gelirli vatandaşlarımızı mahvetmiş.
Akıl alacak iş değildir ama o kesimlerin çoğu, (en az yarısı diyelim) gidip bu iktidara oy verdi.
Özellikle SGK ve Bağ-Kur emeklileri bu süreçte en çok horlanan ve en büyük zarara uğrayan kesimlerdi.
Maşallah, onlar da oylarını esirgemediler!
★★★
Bu süreçte en büyük etkenin ne olduğunu soracak olursanız AKP iktidarının “Müslümanlığı” derim!
En alt dilimlerde ıstırap çeken emekliler koştular seçim sandıklarına, oylarını helalinden verdiler!
Herkesin gerekçesi farklı ama en büyük etken din iman propagandası ile birlikte sahte vaatler.
Bunu bugüne kadar hiçbir iktidar başaramadı ama bunlar gerçekten başardı.
Bu açıdan bakıldığında iktidar partisini ve ‘tarafsız' cumhurbaşkanını gerçekten “kutlamak” gerekir!
★★★
AKP'ye oy veren büyük kesimlerin ciddi bir özelliği var.
Çoğu kırsal kesimlerin muhafazakâr insanları.
Bir bölümü saf! Onları inandırmak zaten kolay.
Eğitim düzeyleri yetersiz.
Türkiye'de ve dünyada olan bitenden haberleri yok.
Onlar sadece ceplerine girecek paralarla ilgileniyor. Bu doğrultuda şimdi bile kendilerine bol kepçe vaatlerde bulunuluyor…
Ve çoğu ne yazık ki bu oltaya takılıp iktidara yine yem ve güç kaynağı oluyor.
★★★
Türkiye'nin arazileri, fabrikaları, madenleri ve en önemli kamu kurumları durumu geçici olarak kurtarabilmek amacıyla satılıyor.
Memleket yolsuzluklarla soyuluyor.
Bunları sorduğunuz takdirde aldığınız yanıt çoğu zaman hep aynı:
“Valla ben o işlerden anlamam abicim, onu bana sorma!”
★★★
Şimdi, özellikle şu seçimden sonra gerçekleri acaba biraz olsun görmeleri mümkün oldu mu?
Bazıları belki görmüştür ama artık iş işten geçti.
Yapılan gaddarca zamlar ilk önce onlara oy veren o fakir fukara takımının kafasında patladı.
Daha da çook patlayacak.
Başka somut örnekler vermiyorum çünkü o arkadaşların diğer dünya olaylarıyla, soygunlarla, vurgunlarla, şatafatlı yaşamlarıyla ilgisi yok.
Kapalı dünyalarında yaşamayı sürdürüyorlar.
★★★
Anımsarsınız, seçimden önce her gün bol miktarda anket firmalarının masa başında düzenlediği ve çoğu düzmece olan anketlerini izlemek zorunda kalırdık.
Herkes anket düzenliyor, kafasına göre takılıyordu!
Her anket firması seçimde hangi partinin yüzde kaç oy alacağını kendine göre açıklıyor, kafalar daha beter karışıyordu.
Şimdi nerede o anketçiler!
Anket yapmanın tam zamanıdır, ortaya niçin çıkmıyorlar?
Yeni anketler düzenleseler, özellikle AKP'ye oy verenlere sorsalar…
“Pişman mısınız?”
Sonuç elbette değişmez ama ortaya ilginç hususlar çıkabilir!
Belki iktidara da biraz olsun ders olur.
Emin Çölaşan