BlackRose
Kayıtlı Üye
- 8 Haz 2023
- 1,986
- 666
![image.jpeg image.jpeg](https://ircmerkezi.com/data/attachments/0/373-0e8ced0744bb98cce3619b10b491245e.jpg)
Ruh ile Yaşam Arasındaki Bağı Kurduğu Söylenen ve Üçüncü Göz Olarak Bilinen: Epifiz. Üçüncü göz, her zaman mistik bir öğe olarak kabul edilse de yapılan çalışmalarla beraber epifiz bezinin bu göz ile alakalı olduğu konusunda ciddi iddialar var.
Kadim insanlardan günümüze kadar gelen; bunca yıla rağmen gizemini koruyan bu kozalaksı bez, beyindeki küçük bir endokrin-içsalgı bezidir.
Asıl görevi seratonin ve melatonin hormonlarını salgılamak olan bu doku parçası hakkında, kökeni antik dönemlere, Descartes’a ve gizem bilime (okültizm) kadar uzanan sayısız hikaye anlatılır...
“Üçüncü göz” ya da “aklın ışığı’’ olarak da adlandırılan epifiz bezinin, meditasyon yoluyla Astral seyahat deneyimi yaşamak isteyen insanın fiziksel ve doğaüstü-spiritüel dünyaları arasındaki geçiş kapısı olduğuna inanılır...
Descartes insan ruhunun bu salgı bezinde “oturduğunu” iddia etmiştir...
Yapısal anlamda gözün yapısıyla benzerlikleri olsa da en büyük farkı gözlerimiz ışığa duyarlıyken ve fonksiyonları ortam ışıklı iken devreye girerken, bu bez işlevsel hale geçmek için karanlık ortamı beklemektedir.
Fransız düşünür, yazar Voltaire de epifizin sırrını çözmek için birçok otopsi yapmıştır. Epifiz bezinin deniz seviyesinde çok az, yükseklerde ise daha fazla hormon salgıladığı bilimsel bir gerçektir. Bu yüzden tarih boyunca tüm ibadethaneler olabildiğince yükseğe yapılmıştır.
Yani ibadethanelerin yükseğe yapılmasının sebebi matematiksel olarak tanrıya yakın olmak değil ama bir nevi bu hormonun da yardımıyla üst bilinçlerle daha fazla iletişimde bulunmak olarak iddia ediliyor.